Karbon emisyonu, karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosfere salınmasını ifade eden oldukça popüler bir terim. Bu emisyon oranı, enerji için fosil yakıtların yakılması, endüstriyel süreçler ve ormansızlaşma dahil olmak üzere çeşitli kaynaklarca artıyor.
Karbon emisyonlarının en büyük kaynağı elektrik ve ısı için kömür, petrol ve doğalgazın yakılması. Arabalar, kamyonlar ve uçaklar, fosil yakıtlara bağlı olduğundan ulaşım da önemli bir emisyon kaynağı konumunda.
Bu kaynaklara ek olarak, çimento ve çelik üretimi gibi endüstriyel işlemler de atmosfere önemli miktarda karbondioksit salıyor. Ağaçlar fotosentez sürecinin bir parçası olarak atmosferden karbondioksit emdiği için ormansızlaşma da karbon emisyonlarına etki ediyor.
Bitcoin gibi PoW kullanan kriptolar ise sık sık karbon emisyonlarındaki artışla bağlantılı olduğu söylenerek hedef tahtasına oturtuluyor. Bunun nedeni, yeni Bitcoin (BTC) çıkartmak için “madencilik” sürecinin, tipik olarak fosil yakıtların yakılmasıyla üretilen önemli miktarda hesaplama gücü gerektirmesi.
Son yıllarda Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin değeri arttıkça, madencilik sürecinde tüketilen enerji miktarı da arttı. Doğal olarak kullanılan bu enerji miktarı, medyaya Bitcoin’in çok fazla enerji kullandığı ve çevreyi kirlettiği gibi yansıtıldı. Burada kullanılan enerjinin küresel olarak ATM’lerin kullandığı enerjiden az olduğunu belirtmekte de fayda var.
Bu sorunu çözmek için, bazı geliştiriciler daha enerji verimli olacak şekilde tasarlanmış yeni kripto para birimleri oluşturmaya çalışırken, diğerleri madencilik sürecini güçlendirmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını araştırıyor. Son yapılan araştırmalara göre ise bazı kripto varlıkların karbon emisyon oranları oldukça düşmüş durumda. Rekor kendisini PoW’dan tamamen koparan Ethereum ile yüzde 100 seviyesinde.
Yeni çalışmalar ile Dogecoin ve Bitcoin Cash’in emisyon oranları düştü
Kripto paralar sahip oldukları bir takım algoritmalar ile madencilerine ödül olarak kendi kripto biriminden verir. Bu aynı zamanda dolaşımdaki arzın kademeli ve kontrollü bir şekilde artırılmasıdır.
Ancak bunun için Proof of Work konsensüsünü kullanmak çok büyük bir rekabet getirdiği gibi devasa enerji kaynaklarına ihtiyaç duyar.
Bunun en yakın örneği olarak Bitcoin gösterilebilir. Bitcoin’in tükettiği enerji hâlen birçok bölgede fazlaca gündeme gelmekte.
Elon Musk’ın ilk başta Bitcoin ile Tesla alımına onay vermesi ancak devamında karbon emisyonunu öne sürerek bundan vazgeçmesi, zamanında Bitcoin’in oldukça büyük zarar etmesine neden olmuştu.
Aradan geçen 1 yılın ardından Bitcoin’in yıllık enerji kullanımı neredeyse hiç değişmezken, karbon emisyonu artışa geçti. Diğer taraftan Dogecoin’in karbon emisyonu yüzde 25 geriledi.
Karbon emisyonlarının en büyük kaynağı elektrik ve ısı için kömür, petrol ve doğalgazın yakılması. Arabalar, kamyonlar ve uçaklar, fosil yakıtlara bağlı olduğundan ulaşım da önemli bir emisyon kaynağı konumunda.
Bu kaynaklara ek olarak, çimento ve çelik üretimi gibi endüstriyel işlemler de atmosfere önemli miktarda karbondioksit salıyor. Ağaçlar fotosentez sürecinin bir parçası olarak atmosferden karbondioksit emdiği için ormansızlaşma da karbon emisyonlarına etki ediyor.
Bitcoin gibi PoW kullanan kriptolar ise sık sık karbon emisyonlarındaki artışla bağlantılı olduğu söylenerek hedef tahtasına oturtuluyor. Bunun nedeni, yeni Bitcoin (BTC) çıkartmak için “madencilik” sürecinin, tipik olarak fosil yakıtların yakılmasıyla üretilen önemli miktarda hesaplama gücü gerektirmesi.
Son yıllarda Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin değeri arttıkça, madencilik sürecinde tüketilen enerji miktarı da arttı. Doğal olarak kullanılan bu enerji miktarı, medyaya Bitcoin’in çok fazla enerji kullandığı ve çevreyi kirlettiği gibi yansıtıldı. Burada kullanılan enerjinin küresel olarak ATM’lerin kullandığı enerjiden az olduğunu belirtmekte de fayda var.
Bu sorunu çözmek için, bazı geliştiriciler daha enerji verimli olacak şekilde tasarlanmış yeni kripto para birimleri oluşturmaya çalışırken, diğerleri madencilik sürecini güçlendirmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını araştırıyor. Son yapılan araştırmalara göre ise bazı kripto varlıkların karbon emisyon oranları oldukça düşmüş durumda. Rekor kendisini PoW’dan tamamen koparan Ethereum ile yüzde 100 seviyesinde.
Yeni çalışmalar ile Dogecoin ve Bitcoin Cash’in emisyon oranları düştü
Kripto paralar sahip oldukları bir takım algoritmalar ile madencilerine ödül olarak kendi kripto biriminden verir. Bu aynı zamanda dolaşımdaki arzın kademeli ve kontrollü bir şekilde artırılmasıdır.
Ancak bunun için Proof of Work konsensüsünü kullanmak çok büyük bir rekabet getirdiği gibi devasa enerji kaynaklarına ihtiyaç duyar.
Bunun en yakın örneği olarak Bitcoin gösterilebilir. Bitcoin’in tükettiği enerji hâlen birçok bölgede fazlaca gündeme gelmekte.
Elon Musk’ın ilk başta Bitcoin ile Tesla alımına onay vermesi ancak devamında karbon emisyonunu öne sürerek bundan vazgeçmesi, zamanında Bitcoin’in oldukça büyük zarar etmesine neden olmuştu.
Aradan geçen 1 yılın ardından Bitcoin’in yıllık enerji kullanımı neredeyse hiç değişmezken, karbon emisyonu artışa geçti. Diğer taraftan Dogecoin’in karbon emisyonu yüzde 25 geriledi.