Geleneksel finans yüzyıllardır varlığını sürdürmektedir ve finansal işlemlerin yürütülmesinde birincil yöntem olmuştur. Ancak son yıllarda blokzincirinin teknolojisinin ortaya çıkması, merkeziyetsiz finans (DeFi) olarak bilinen yeni bir kavramın doğmasına neden oldu. DeFi, blokzincir teknolojisi üzerine inşa edilmiş yeni bir finansal işlem yürütme yöntemi.
Uzun bir süredir aktif olarak milyonlarca kişinin kullandığı DeFi’ın getirdiği katkılar, artık geleneksel bankacılık sistemlerini dahi kıskandırı cinsten.
Diğer taraftan son dönemde Fed’in faiz kararları ile bir takım zorlanmalar yaşayan bankalar, yavaş yavaş etkiyi hissettirmeye başlamış durumda. Bunun ilk cephesini Silicon Valley Bank ile gördün. Bankanın risk değerleri deyim yerindeyse yerle bir oldu ve banka ile ilişkilli birçok şirket zorlu bir açıklama yarışına girdi.
Tüm bu gelişmeler ışığında merkezi finans ve bankacılığı merkeziyetsiz finans ile kıyasladığımızda, farkın günden günde açıldığı görülüyor. Diğer taraftan geleneksel bankacılığın da bu alanda bazı önemli adımlar attığına şahitlik ediyoruz. Gelin bu iki kutbun da paydalarına bir göz atalım.
Benzerlikler:
Geleneksel finans ve DeFi birçok farklılığın yanı sıra dikkat çeken benzerliklere de sahip. Hem geleneksel finans hem de DeFi aslında bakıldığında finansal para işlemleriyle ilgili. Her ikisi de para, hisse senedi veya diğer varlıklar olsun, değer transferine odaklanmış durumda. Hem geleneksel finans hem de DeFi ayrıca kredi, sigorta ve yatırım gibi finansal hizmetler sağlayabiliyor ve kullanıcılardan bu hizmetler karşılığında bir komisyon talep ediyor.
Dahası, geleneksel finans ve DeFi’nin her ikisi de kurallar ve düzenlemelerle yönetiliyor. Geleneksel finansta bu kurallar ve düzenlemeler hükümetler ve düzenleyici kurumlar tarafından yürürlüğe konur. DeFi’de ise kurallar ve düzenlemeler, blok zinciri üzerinde programlanan ve kendi kendini yürüten sözleşmeler olan akıllı sözleşmeler tarafından uygulanır. Ancak DeFi tarafında düzenlemelerin henüz oturmuş bir sisteme sahip olduğunu söylemek güç.
Farklılıklar:
Bazı benzerliklere rağmen, geleneksel finans ve DeFi birçok yönden temelde farklıdır. En önemli fark, geleneksel finansın merkezi, DeFi’nin ise merkeziyetsiz olmasıdır. Geleneksel finans, finansal işlemlere dahil olan taraflar arasında aracı görevi gören bankalar gibi büyük finans kurumlarının hakimiyetindedir. Buna karşılık DeFi, aracılara ihtiyaç duymadan taraflar arasında doğrudan işlem yapılmasını sağlayan blokzinciri teknolojisi üzerine işlemlerini sürdürür.
Bir diğer fark ise geleneksel finansın, hükümetler tarafından çıkarılan ve düzenlenen itibari para birimine dayanmasıdır. Öte yandan DeFi, merkeziyetsizdir ve hükümetler tarafından düzenlenmeyen (çoğu tarafından tanınmayan) kripto para birimlerine dayanır. Ayrıca, geleneksel finans coğrafi sınırlarla sınırlıyken, DeFi küreseldir ve internet bağlantısı olan herkes tarafından erişilebilir.
Son madde aynı zamanda DeFi’ın en kritik özellliklerinden biridir. Öyle ki çoğu gelişmemiş ülkede bankacılığa erişimin oldukça zor ve kısıtlı olduğu bilinen bir gerçektir. DeFi ise bu tür zorlukları basit bir internet bağlantısı ile ortadan kaldırabilir.
Geleneksel Finans ve DeFi’nin Geleceği
Geleneksel finans ve DeFi’nin geleceği, hem düzenleme hem de piyasalar nedeniyle net değil. Ancak her iki zır kutbun da bir arada var olma olasılıkları her zaman var. Bununla birlikte, DeFi’nin popülerlik kazandığı ve geleneksel finansı bozduğu veya bir başka diyişle kıskandırdığı açıktır. Öyle ki DeFi, kullanıcılarına geleneksel finansa kıyasla daha düşük işlem ücretleri, daha hızlı ödeme süreleri ve daha fazla şeffaflık gibi birçok avantaj sunuyor.
Daha fazla insan DeFi’yi benimsedikçe, geleneksel finans kurumlarının uyum sağlaması gerekecek ya da modası geçme riskiyle karşı karşıya kalacaklar. Şimdiden bazı bankalar blokzincir teknolojisini deniyor ve DeFi hizmetleri sunuyor. Gelecekte, geleneksel finans kuruluşlarının müşterilerine her iki sistemin de avantajlarını sunmak için DeFi’yi mevcut sistemlerine entegre etmeleri de gayet mümkün bir olasılık.
Uzun bir süredir aktif olarak milyonlarca kişinin kullandığı DeFi’ın getirdiği katkılar, artık geleneksel bankacılık sistemlerini dahi kıskandırı cinsten.
Diğer taraftan son dönemde Fed’in faiz kararları ile bir takım zorlanmalar yaşayan bankalar, yavaş yavaş etkiyi hissettirmeye başlamış durumda. Bunun ilk cephesini Silicon Valley Bank ile gördün. Bankanın risk değerleri deyim yerindeyse yerle bir oldu ve banka ile ilişkilli birçok şirket zorlu bir açıklama yarışına girdi.
Tüm bu gelişmeler ışığında merkezi finans ve bankacılığı merkeziyetsiz finans ile kıyasladığımızda, farkın günden günde açıldığı görülüyor. Diğer taraftan geleneksel bankacılığın da bu alanda bazı önemli adımlar attığına şahitlik ediyoruz. Gelin bu iki kutbun da paydalarına bir göz atalım.
Benzerlikler:
Geleneksel finans ve DeFi birçok farklılığın yanı sıra dikkat çeken benzerliklere de sahip. Hem geleneksel finans hem de DeFi aslında bakıldığında finansal para işlemleriyle ilgili. Her ikisi de para, hisse senedi veya diğer varlıklar olsun, değer transferine odaklanmış durumda. Hem geleneksel finans hem de DeFi ayrıca kredi, sigorta ve yatırım gibi finansal hizmetler sağlayabiliyor ve kullanıcılardan bu hizmetler karşılığında bir komisyon talep ediyor.
Dahası, geleneksel finans ve DeFi’nin her ikisi de kurallar ve düzenlemelerle yönetiliyor. Geleneksel finansta bu kurallar ve düzenlemeler hükümetler ve düzenleyici kurumlar tarafından yürürlüğe konur. DeFi’de ise kurallar ve düzenlemeler, blok zinciri üzerinde programlanan ve kendi kendini yürüten sözleşmeler olan akıllı sözleşmeler tarafından uygulanır. Ancak DeFi tarafında düzenlemelerin henüz oturmuş bir sisteme sahip olduğunu söylemek güç.
Farklılıklar:
Bazı benzerliklere rağmen, geleneksel finans ve DeFi birçok yönden temelde farklıdır. En önemli fark, geleneksel finansın merkezi, DeFi’nin ise merkeziyetsiz olmasıdır. Geleneksel finans, finansal işlemlere dahil olan taraflar arasında aracı görevi gören bankalar gibi büyük finans kurumlarının hakimiyetindedir. Buna karşılık DeFi, aracılara ihtiyaç duymadan taraflar arasında doğrudan işlem yapılmasını sağlayan blokzinciri teknolojisi üzerine işlemlerini sürdürür.
Bir diğer fark ise geleneksel finansın, hükümetler tarafından çıkarılan ve düzenlenen itibari para birimine dayanmasıdır. Öte yandan DeFi, merkeziyetsizdir ve hükümetler tarafından düzenlenmeyen (çoğu tarafından tanınmayan) kripto para birimlerine dayanır. Ayrıca, geleneksel finans coğrafi sınırlarla sınırlıyken, DeFi küreseldir ve internet bağlantısı olan herkes tarafından erişilebilir.
Son madde aynı zamanda DeFi’ın en kritik özellliklerinden biridir. Öyle ki çoğu gelişmemiş ülkede bankacılığa erişimin oldukça zor ve kısıtlı olduğu bilinen bir gerçektir. DeFi ise bu tür zorlukları basit bir internet bağlantısı ile ortadan kaldırabilir.
Geleneksel Finans ve DeFi’nin Geleceği
Geleneksel finans ve DeFi’nin geleceği, hem düzenleme hem de piyasalar nedeniyle net değil. Ancak her iki zır kutbun da bir arada var olma olasılıkları her zaman var. Bununla birlikte, DeFi’nin popülerlik kazandığı ve geleneksel finansı bozduğu veya bir başka diyişle kıskandırdığı açıktır. Öyle ki DeFi, kullanıcılarına geleneksel finansa kıyasla daha düşük işlem ücretleri, daha hızlı ödeme süreleri ve daha fazla şeffaflık gibi birçok avantaj sunuyor.
Daha fazla insan DeFi’yi benimsedikçe, geleneksel finans kurumlarının uyum sağlaması gerekecek ya da modası geçme riskiyle karşı karşıya kalacaklar. Şimdiden bazı bankalar blokzincir teknolojisini deniyor ve DeFi hizmetleri sunuyor. Gelecekte, geleneksel finans kuruluşlarının müşterilerine her iki sistemin de avantajlarını sunmak için DeFi’yi mevcut sistemlerine entegre etmeleri de gayet mümkün bir olasılık.