Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bilim ve teknolojideki hızlı değişim ve dönüşüme dikkati çekerek, Türkiye’nin de bu dönüşümün aktörlerinden biri olması gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Emek Bürosu ile İstanbul Planlama Ajansı (İPA) işbirliğinde İPA Florya Kampüsünde düzenlenen "Dijital Emek 4.0" çalıştayında yaptığı konuşmada, tekerleğin 1 milyon yılda keşfedildiğini ama bugün her saniyede birden fazla buluş gerçekleştirildiğini söyledi.
Türkiye’nin bu hızlı değişim ve dönüşümün aktörlerinden biri olup olmayacağının tartışması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kısır çatışmalarla gelişmelerle yola devam edilirse ülkenin sağlıklı bir geleceğe taşınamayacağının altını çizdi.
Buharlı motorun İngiltere’de keşfedildiğini ve Sanayi Devrimi’nin başladığını, bunu ülkeye götürülen zeki insanların başardığını, buna "yüksek yetenek inşası" dediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İngiltere dünyanın en önemli 20 üniversitesinden mezun olan herkesi vatandaşlığa alıyor. Hiçbir koşul aramıyor. Dönüp kendi ülkemize bakalım. 400 bin dolar paranız var ve bir daire satın alıyorsanız otomatikman vatandaş olabiliyorsunuz. Dünyanın gelişimini biz mi istiyoruz, onlar mı istiyor? Dünyada söz sahibi onlar mı olmak istiyor, biz mi istiyoruz? Gerçekten de bu ülkenin aydınları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri, ülkeyi taşıyacak olan temel aktörler ve biz dünyanın bu gerçeği önünde yeniden oturup düşünmek zorundayız. Eğer siyaseti bugünkü anlayışla ileriye doğru götürürsek veya götürmeye destek verirsek bir süre sonra hepimize geçmiş olsun. Kimse kusura bakmasın. Türkiye’yi ileriye taşıyamayız. Mümkün değil."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın bilgi ekonomisi yüzyılı olduğuna inanan birisiyim. Artık kaba güce, kazma küreğe değil bilgiye dayalı ekonomi. Bilgi üretiyorsanız hızla büyüyebilirsiniz. Bilgi üretiyorsanız ve o bilgiyi elle tutulur metaya dönüştürebiliyorsanız dünyada söz sahibi olabilirsiniz. Aksi halde bunları yapamıyorsanız sadece bilgi üreten ürettiği bilgiyi elle tutulur medyaya dönüştüren ülkelerin pazarı konumuna gelirsiniz. Türkiye şu anda pazar konumundadır. En somut örneği de cep telefonlarıdır. Biri bile Türkiye’de üretilmiyor. 85 milyonluk bir pazar var, katma değeri yüksek ürün üreten ülkeler için. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Neden katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz?" ifadelerini kullandı.
"İnsanın anaokulundan başlayarak yetişmesi lazım"
Üniversitelerin her türlü bilginin, düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlar olduğunu, üniversitelerde düşünceye sınır getirilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, her üniversitenin bir tarihi, kültürü olması gerektiğini, kültürü olmayan bir eğitim kurumunun üniversite olamayacağını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, düşüncesi, görüşü, kimliği, inancı fark etmeksizin düşünce üretilebilen, özellikle aykırı düşünce üretebilen kişilerin el üstünde tutulması, aykırı düşünceden siyasetçilerin korkmaması gerektiğini söyledi.
Hindistan’ın yazılım sektöründe neden ileride olduğunu araştırmak için ülkeye gönderdikleri heyetin, bunun sebebinin okul öncesi eğitimde matematiğin çocuklara oyunla öğretilmesi olduğunu rapor ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Mukayese yeteneği kazanıyor. Biz ise ezberci bir sisteme doğru gidiyoruz. Çocuklar neredeyse günün 24 saati test çözmekle uğraşıyor. Düşüncede yoğunlaşmak, tartışmak neredeyse hiç olmadı, olmuyor. İnsanın anaokulundan başlayarak yetişmesi lazım. Milli Eğitim Bakanlığı bunun ne kadar farkında? En yetenekli çocuklarımız yurt dışına gidiyorlar. Sorduk, acaba gençler neden umutsuz ve neden yurt dışına gitmek istiyorlar? Nedeni şu, biz babalarımızdan daha iyi bir eğitim aldık ve onlardan daha iyi bir hayat standardı yakaladık. Ama şimdi bizim çocuklarımız bizden daha iyi bir eğitim aldıkları halde bizden daha düşük bir gelire mahkum ediliyorlar." diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerin sıfır maliyetle Türkiye’nin en değerli genç evlatlarını ülkelerine aldıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, siyasetin bunu görmediğini, yeteneğin ne olduğunu, yetenekli bir insanın ekonomiye hangi büyük katkıları yapabileceğinin farkında olmadığını savundu.
Kılıçdaroğlu, teknolojinin hızla geliştiğine işaret ederek, "İnsanlar eğitilmezse kaba güçle bir yere gelmek mümkün değil. Ve o insanlar sadece bizim ülkemizde değil dünyada da yok sayılırlar. İnsanları eğitmek, eğitilen insanların makineleri çalıştırması, kaba gücü o alana taşıması ve dolayısıyla da ülkenin kalkınmasına, büyümesine katkıda bulunması gerekiyor. Dijitalleşen emek diyorsunuz. Emek eğer gerçekten makineyi anlamak, çalıştırmak istiyorsa çünkü 21. yüzyılın makineleri artık çok komplike makineler bunlar, bunları çalıştıracak insanların da iyi bir eğitim alması gerekiyor. Üniversitelerin de bilgi üretmesi gerekiyor." diye konuştu.
Çalıştayın açılışında CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da birer konuşma yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açılış konuşmalarının ardından düzenlenen paneli takip etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Emek Bürosu ile İstanbul Planlama Ajansı (İPA) işbirliğinde İPA Florya Kampüsünde düzenlenen "Dijital Emek 4.0" çalıştayında yaptığı konuşmada, tekerleğin 1 milyon yılda keşfedildiğini ama bugün her saniyede birden fazla buluş gerçekleştirildiğini söyledi.
Türkiye’nin bu hızlı değişim ve dönüşümün aktörlerinden biri olup olmayacağının tartışması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kısır çatışmalarla gelişmelerle yola devam edilirse ülkenin sağlıklı bir geleceğe taşınamayacağının altını çizdi.
Buharlı motorun İngiltere’de keşfedildiğini ve Sanayi Devrimi’nin başladığını, bunu ülkeye götürülen zeki insanların başardığını, buna "yüksek yetenek inşası" dediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İngiltere dünyanın en önemli 20 üniversitesinden mezun olan herkesi vatandaşlığa alıyor. Hiçbir koşul aramıyor. Dönüp kendi ülkemize bakalım. 400 bin dolar paranız var ve bir daire satın alıyorsanız otomatikman vatandaş olabiliyorsunuz. Dünyanın gelişimini biz mi istiyoruz, onlar mı istiyor? Dünyada söz sahibi onlar mı olmak istiyor, biz mi istiyoruz? Gerçekten de bu ülkenin aydınları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri, ülkeyi taşıyacak olan temel aktörler ve biz dünyanın bu gerçeği önünde yeniden oturup düşünmek zorundayız. Eğer siyaseti bugünkü anlayışla ileriye doğru götürürsek veya götürmeye destek verirsek bir süre sonra hepimize geçmiş olsun. Kimse kusura bakmasın. Türkiye’yi ileriye taşıyamayız. Mümkün değil."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın bilgi ekonomisi yüzyılı olduğuna inanan birisiyim. Artık kaba güce, kazma küreğe değil bilgiye dayalı ekonomi. Bilgi üretiyorsanız hızla büyüyebilirsiniz. Bilgi üretiyorsanız ve o bilgiyi elle tutulur metaya dönüştürebiliyorsanız dünyada söz sahibi olabilirsiniz. Aksi halde bunları yapamıyorsanız sadece bilgi üreten ürettiği bilgiyi elle tutulur medyaya dönüştüren ülkelerin pazarı konumuna gelirsiniz. Türkiye şu anda pazar konumundadır. En somut örneği de cep telefonlarıdır. Biri bile Türkiye’de üretilmiyor. 85 milyonluk bir pazar var, katma değeri yüksek ürün üreten ülkeler için. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Neden katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz?" ifadelerini kullandı.
"İnsanın anaokulundan başlayarak yetişmesi lazım"
Üniversitelerin her türlü bilginin, düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlar olduğunu, üniversitelerde düşünceye sınır getirilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, her üniversitenin bir tarihi, kültürü olması gerektiğini, kültürü olmayan bir eğitim kurumunun üniversite olamayacağını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, düşüncesi, görüşü, kimliği, inancı fark etmeksizin düşünce üretilebilen, özellikle aykırı düşünce üretebilen kişilerin el üstünde tutulması, aykırı düşünceden siyasetçilerin korkmaması gerektiğini söyledi.
Hindistan’ın yazılım sektöründe neden ileride olduğunu araştırmak için ülkeye gönderdikleri heyetin, bunun sebebinin okul öncesi eğitimde matematiğin çocuklara oyunla öğretilmesi olduğunu rapor ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Mukayese yeteneği kazanıyor. Biz ise ezberci bir sisteme doğru gidiyoruz. Çocuklar neredeyse günün 24 saati test çözmekle uğraşıyor. Düşüncede yoğunlaşmak, tartışmak neredeyse hiç olmadı, olmuyor. İnsanın anaokulundan başlayarak yetişmesi lazım. Milli Eğitim Bakanlığı bunun ne kadar farkında? En yetenekli çocuklarımız yurt dışına gidiyorlar. Sorduk, acaba gençler neden umutsuz ve neden yurt dışına gitmek istiyorlar? Nedeni şu, biz babalarımızdan daha iyi bir eğitim aldık ve onlardan daha iyi bir hayat standardı yakaladık. Ama şimdi bizim çocuklarımız bizden daha iyi bir eğitim aldıkları halde bizden daha düşük bir gelire mahkum ediliyorlar." diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerin sıfır maliyetle Türkiye’nin en değerli genç evlatlarını ülkelerine aldıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, siyasetin bunu görmediğini, yeteneğin ne olduğunu, yetenekli bir insanın ekonomiye hangi büyük katkıları yapabileceğinin farkında olmadığını savundu.
Kılıçdaroğlu, teknolojinin hızla geliştiğine işaret ederek, "İnsanlar eğitilmezse kaba güçle bir yere gelmek mümkün değil. Ve o insanlar sadece bizim ülkemizde değil dünyada da yok sayılırlar. İnsanları eğitmek, eğitilen insanların makineleri çalıştırması, kaba gücü o alana taşıması ve dolayısıyla da ülkenin kalkınmasına, büyümesine katkıda bulunması gerekiyor. Dijitalleşen emek diyorsunuz. Emek eğer gerçekten makineyi anlamak, çalıştırmak istiyorsa çünkü 21. yüzyılın makineleri artık çok komplike makineler bunlar, bunları çalıştıracak insanların da iyi bir eğitim alması gerekiyor. Üniversitelerin de bilgi üretmesi gerekiyor." diye konuştu.
Çalıştayın açılışında CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da birer konuşma yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, açılış konuşmalarının ardından düzenlenen paneli takip etti.