Altın ve gümüş en eski sağlam yani üretimi sınırlı paralardır. Tarih boyunca çeşitli coğrafya, ırk, din ya da siyasi görüşlerden her türlü insan topluluğu altın ve gümüş kullanmıştır. Altın ve gümüş bu tip temel insani özellikler karşısında tarafsızdır.
Öte yandan 2009 başından itibaren Bitcoin de bir kripto ya da dijital sınırlı para olarak ortaya çıktı. Bitcoinin kurucusu Satoshi Nakamoto 14 yıldır kimliğini açıklamadı. Satoshi’nin kimliği bilinseydi, proje O’nun kişisel özellikleri nedeniyle belirli alanlara hapsedilebilirdi. Kurucunun şahsiyeti ortada olmadığı için Bitcoin de herhangi bir ülke, din, ırk, dil, siyasi görüş vs ile özdeşleştirilmiyor. Böylece Bitcoin kullanımı çok daha hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. Tıpkı altın ve gümüş gibi Bitcoin de temel insani özellikler karşısında nötr bir konumda.
Ancak günümüzde özellikle altın daha kapalı siyasi rejimlerce tercih ediliyor. Amerika sınırsız olarak ürettiği doları dünyanın rezerv parası olarak dayatıyor. Böylece bir sürü açığı olan ekonomisinde yüksek hayat standartlarını bedavadan muhafaza ediyor. Üstelik gerektiğinde ambargolar koyarak doları düşmanlarına karşı silah olarak da kullanıyor. ABD’nin sınırsız dolar tekelini kırmak isteyen Çin, Rusya, İran ve Venezuela gibi ülkeler ise altına yöneliyor. Ayrıca bu ülkeler SWIFT’e karşı kendi ulusal paralarını blokchain üzerine almaya çalışıyor. Hatta El Salvador Bitcoini resmi para birimi haline getirdi.
Ancak dolara karşı mücadele veren bu ülkelerde demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Çoğunda seçimler sadece şeklen var. Yargı ya tamamen yöneticilerin kontrolü altında ya da üzerinde ağır baskılar var. Siyasi muhaliflerin başına, öldürülmek dahil her türlü kötü olay gelebiliyor. Anti demokratik rejimlerin en kötülerinin başında Çin geliyor. Vatandaşlar her yerde kamera ile takip ediliyor. Başta Doğu Türkistan olmak üzere bir çok bölgede yer yer soykırıma varan şiddetli etnik baskı uygulanıyor. Bir girişimci çok zengin olup göze batmaya görsün. Ya malına mülküne el konuluyor ya bir süre kaybolması sağlanıyor ya da tamamen ortadan kaldırılıyor.
Bu durumda sınırsız doların küresel bir hiperenflasyon felaketine yol açacağını anlatmak veya dünyanın mecburen sınırlı paralara döneceğini tahmin etmek altın, gümüş ve Bitcoin kullanan anti demokratik rejimleri desteklemeyi mi gerektirir? Sınırsız paralar insanlığı büyük bir finansal krize doğru sürüklüyorsa buna alternatif Çin modeli midir? Hayır.
Başta da söyledigim gibi aslında sınırlı yani sağlam parasal varlıklar, siyasi görüşlere karşı tarafsız pozisyondadır. Kendilerini kim kullanırsa ona hizmet ederler. Tarihte demokratik ülkeler de sınırlı para kullanmıştır. Bugünkü anlamda olmasa da demokrasinin doğduğu eski Yunan da özellikle Atina devleti, sınırlı sağlam gümüş parası ile meşhurdu. Roma’da çok daha demokratik olan Cumhuriyet döneminde %100 altın ve gümüş dinarus kullanılırdı. Yakın zamanlara geldiğimizde 1871-1914 arasında tüm dünya paraları %100 altın karşılığında basılıyordu. Elbette bu ülkeler arasında İngiltere ve Amerika gibi modern demokrasinin beşiği olan yerler de vardı. Günümüze geldiğimizde ise her ne kadar açıkça söylemeseler de aslında tüm sınırsız para kullanan, demokratik ve ‘gelişmiş’ ülkeler de sağlam paraların önemini bilir. Çünkü hepsinin merkez bankası kasaları altın ile doludur.
Bugün Amerika’nın liderliğini yaptığı klasik demokrasi rejiminin de mükemmel olduğunu iddia edemeyiz. Ancak demokrasinin sorun ya da eksikliklerini gidermeye çalışmak yerine sırf şu anda sağlam paralara destek veriyorlar diye Çin, Rusya, İran vb rejimleri örnek almak veya savunmak çok yanlış olur. Ya da bugün resmi olarak Bitcoin alıyor ve kullanıyor diye El Salvador’un hukuk alanında yaptığı bazı oldu bittileri görmezden gelmek hiç doğru olmaz.
Büyük tarihsel dönüşüm dönemlerinde yenilikler, önce çeşitli sebeplerle sistem dışına sürülmüş kişi ya da gruplarca kullanılır. Örneğin otomobil icat edildiğinde ilk olarak banka soyguncuları tarafından kullanıldı. Ya da Bitcoin ilk yıllarında anarko-kapitalistler gibi marjinaller veya düpedüz sabıkalı suçlular tarafından kullanılıyordu. Ama sonraki dönemlerde otomobil tüm dünyada herkesin kullandığı bir ulaşım aracı haline geldi. Bitcoin de özellikle 2017’den itibaren 190 milyon civarında insan tarafından yatırım aracı olarak kullanıldı.(1) Büyük şirketler, trilyonlarca dolarlık devasa yatırım firmaları ve bankalar, kripto para sektörüne girdi.
Muhtemelen devletler tarafında da durum böyle olacak. Bugün, dünya sınırsız paradan sınırlı paraya doğru geçerken altın, gümüş ve Bitcoini öncelikli olarak güç durumda olan ya da sistem dışına itilmiş ülkeler kullanıyor. Elbette şimdilik. Gelecek yıllarda merkez bankaları dolar yerine altın, gümüş ve Bitcoin tutan ülkelerin finansal olarak daha güçlü hale geldikleri görüldükçe demokratik rejimler de sağlam paralara çok daha fazla ilgi gösterecektir.
Kaynaklar:
(1) https://explodingtopics.com/blog/blockchain-stats
Öte yandan 2009 başından itibaren Bitcoin de bir kripto ya da dijital sınırlı para olarak ortaya çıktı. Bitcoinin kurucusu Satoshi Nakamoto 14 yıldır kimliğini açıklamadı. Satoshi’nin kimliği bilinseydi, proje O’nun kişisel özellikleri nedeniyle belirli alanlara hapsedilebilirdi. Kurucunun şahsiyeti ortada olmadığı için Bitcoin de herhangi bir ülke, din, ırk, dil, siyasi görüş vs ile özdeşleştirilmiyor. Böylece Bitcoin kullanımı çok daha hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. Tıpkı altın ve gümüş gibi Bitcoin de temel insani özellikler karşısında nötr bir konumda.
Ancak günümüzde özellikle altın daha kapalı siyasi rejimlerce tercih ediliyor. Amerika sınırsız olarak ürettiği doları dünyanın rezerv parası olarak dayatıyor. Böylece bir sürü açığı olan ekonomisinde yüksek hayat standartlarını bedavadan muhafaza ediyor. Üstelik gerektiğinde ambargolar koyarak doları düşmanlarına karşı silah olarak da kullanıyor. ABD’nin sınırsız dolar tekelini kırmak isteyen Çin, Rusya, İran ve Venezuela gibi ülkeler ise altına yöneliyor. Ayrıca bu ülkeler SWIFT’e karşı kendi ulusal paralarını blokchain üzerine almaya çalışıyor. Hatta El Salvador Bitcoini resmi para birimi haline getirdi.
Ancak dolara karşı mücadele veren bu ülkelerde demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Çoğunda seçimler sadece şeklen var. Yargı ya tamamen yöneticilerin kontrolü altında ya da üzerinde ağır baskılar var. Siyasi muhaliflerin başına, öldürülmek dahil her türlü kötü olay gelebiliyor. Anti demokratik rejimlerin en kötülerinin başında Çin geliyor. Vatandaşlar her yerde kamera ile takip ediliyor. Başta Doğu Türkistan olmak üzere bir çok bölgede yer yer soykırıma varan şiddetli etnik baskı uygulanıyor. Bir girişimci çok zengin olup göze batmaya görsün. Ya malına mülküne el konuluyor ya bir süre kaybolması sağlanıyor ya da tamamen ortadan kaldırılıyor.
Bu durumda sınırsız doların küresel bir hiperenflasyon felaketine yol açacağını anlatmak veya dünyanın mecburen sınırlı paralara döneceğini tahmin etmek altın, gümüş ve Bitcoin kullanan anti demokratik rejimleri desteklemeyi mi gerektirir? Sınırsız paralar insanlığı büyük bir finansal krize doğru sürüklüyorsa buna alternatif Çin modeli midir? Hayır.
Başta da söyledigim gibi aslında sınırlı yani sağlam parasal varlıklar, siyasi görüşlere karşı tarafsız pozisyondadır. Kendilerini kim kullanırsa ona hizmet ederler. Tarihte demokratik ülkeler de sınırlı para kullanmıştır. Bugünkü anlamda olmasa da demokrasinin doğduğu eski Yunan da özellikle Atina devleti, sınırlı sağlam gümüş parası ile meşhurdu. Roma’da çok daha demokratik olan Cumhuriyet döneminde %100 altın ve gümüş dinarus kullanılırdı. Yakın zamanlara geldiğimizde 1871-1914 arasında tüm dünya paraları %100 altın karşılığında basılıyordu. Elbette bu ülkeler arasında İngiltere ve Amerika gibi modern demokrasinin beşiği olan yerler de vardı. Günümüze geldiğimizde ise her ne kadar açıkça söylemeseler de aslında tüm sınırsız para kullanan, demokratik ve ‘gelişmiş’ ülkeler de sağlam paraların önemini bilir. Çünkü hepsinin merkez bankası kasaları altın ile doludur.
Bugün Amerika’nın liderliğini yaptığı klasik demokrasi rejiminin de mükemmel olduğunu iddia edemeyiz. Ancak demokrasinin sorun ya da eksikliklerini gidermeye çalışmak yerine sırf şu anda sağlam paralara destek veriyorlar diye Çin, Rusya, İran vb rejimleri örnek almak veya savunmak çok yanlış olur. Ya da bugün resmi olarak Bitcoin alıyor ve kullanıyor diye El Salvador’un hukuk alanında yaptığı bazı oldu bittileri görmezden gelmek hiç doğru olmaz.
Büyük tarihsel dönüşüm dönemlerinde yenilikler, önce çeşitli sebeplerle sistem dışına sürülmüş kişi ya da gruplarca kullanılır. Örneğin otomobil icat edildiğinde ilk olarak banka soyguncuları tarafından kullanıldı. Ya da Bitcoin ilk yıllarında anarko-kapitalistler gibi marjinaller veya düpedüz sabıkalı suçlular tarafından kullanılıyordu. Ama sonraki dönemlerde otomobil tüm dünyada herkesin kullandığı bir ulaşım aracı haline geldi. Bitcoin de özellikle 2017’den itibaren 190 milyon civarında insan tarafından yatırım aracı olarak kullanıldı.(1) Büyük şirketler, trilyonlarca dolarlık devasa yatırım firmaları ve bankalar, kripto para sektörüne girdi.
Muhtemelen devletler tarafında da durum böyle olacak. Bugün, dünya sınırsız paradan sınırlı paraya doğru geçerken altın, gümüş ve Bitcoini öncelikli olarak güç durumda olan ya da sistem dışına itilmiş ülkeler kullanıyor. Elbette şimdilik. Gelecek yıllarda merkez bankaları dolar yerine altın, gümüş ve Bitcoin tutan ülkelerin finansal olarak daha güçlü hale geldikleri görüldükçe demokratik rejimler de sağlam paralara çok daha fazla ilgi gösterecektir.
Kaynaklar:
(1) https://explodingtopics.com/blog/blockchain-stats