AFAD Deprem Risk ve Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar ve deprem uzmanları Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen iki deprem hakkında açıklamalarda bulundu.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, AFAD Acil Durum Yönetim Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Tatar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
110 bin kilometrekarelik bir alanda doğrudan etkisinin olduğunu görüyoruz. hissedildiği alana baktığınızda ise ülkemizin her yerinden hissedildiği gibi bütün bu coğrafyadaki tüm ülkelerde de bu deprem hissedildi ve kaydedildi. Özellikle tabii bu depremin oluş mekanizmasına baktığımızda ise yine son derece farklı bir oluş mekanizmasına sahip olduğunu ve art arda çok kısa bir süreyle iki tane büyük depremin, ilki 7,7, diğeri 7,6 büyüklüğündeki iki depremin art arda meydana geldiğini görüyoruz.
"Karasal ortamlarda meydana gelen en büyük depremlerden bir tanesi"
Yine bu depremlerden hemen sonra özellikle çok kısa süre içerisinde 6,6 büyüklüğünde 2 ayrı depremin de olduğunu biliyoruz. Tabii bu depremlerin oluş mekanizmalarını, bize ne anlam ifade ettiğini ilerleyen günlerde daha da iyi anlayacağız. Ama şu bir gerçek bu deprem dünyada karasal ortamlarda meydana gelen en büyük depremlerden bir tanesi. Yine bu deprem ülkemizin en önemli aktif fay zonlarından biri olarak bildiğimiz Doğu Anadolu fay zonlarının değişik kolları üzerinde meydana gelen bir deprem.
Bu deprem sonrasında bahsettiğimiz Doğu Anadolu fay zonunun değişik fay kolları üzerinde şu anda yer kabuğu yaklaşık 400 kilometrelik bir hat boyunca, kabaca yaklaşık 8-10 kilometrelik bir derinlik boyunca özellikle 3-4 metre bir deformasyona uğradığını görüyoruz. Sahada çalışan birçok arkadaşımız, birçok uzman, akademisyen hocamız var. Artık dünden itibaren sahadan da birtakım veriler gelmeye başladı. Baktığınızda karayollarının, demir yollarının, 3-4 metreye varan şekilde deformasyona uğradığını görüyoruz. Bu gerçekten büyük bir deprem.
"Artçı sarsıntıların çok uzun süre devam edeceğini öngörüyoruz"
Bu tür depremlerin sonrasında özellikle büyüklüğü 7’nin üzerinde olan depremlerin sonrasında artçı sarsıntıların çok uzun süre devam edeceğini öngörüyoruz. Özellikle bu artçı sarsıntılar genelde belli bir büyüklüğe kadar oluşacağını söyleyebiliriz. Burada önemli hususlardan bir tanesi sürekli brifinglerimizde bahsettiğimiz gibi hasarlı binalardan belli bir süre uzak durmamız gerekiyor. Bugünden, dünden itibaren başlayan hasar tespit çalışmaları sonucunda eğer oturulabilir raporu alındıysa binalarımıza girmekte yarar var.
Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı, ülkemizde afetler sonrasında, depremler sonrasında kamuoyunu doğru bilgilendirmekle görevlendirilmiş bir kurumdur. O anlamda bu görevini yürütürken tabii sadece kendi içindeki bilgi akışıyla kalmayıp, aynı zamanda yine farklı afet türlerinde uzmanlaşmış tüm hocalarımızdan bilimsel destek alıyor.
Bu anlamda bugün aramızda birbirinden değerli 7 hocamız var. Bu hocalarımızın dışında şu anda sahada olan, sahada aktif olarak sağlıklı ve değerli bilimsel bilgiyi üreten hocalarımız da var. BU hocalarımızın bir bölümüne TÜBİTAK da ciddi destekler veriyor. AFAD ile birlikte TÜBİTAK Başkanlığımız, yeni uygulamaya koyduğu, daha doğrusu son iki büyük depremden bu yana uygulamaya koyduğu doğal afetler odaklı saha çalışması destek programı kapsamında halihazırda 14 araştırma grubuna dahil 28 farklı kurumdan 69 araştırmacı şu anda sahada görev yapıyor. Bu araştırmacıların dışında yine AFAD’ın lojistik destek verdiği değişik üniversitelerden hocalarımızın bulunduğu en az şu anda 100’ün üzerinde farklı uzmanlık alanına sahip hocalarımız, öğretim üyelerimiz, araştırmacılarımız sahada bu depremin yarattığı deformasyonu, etkiyi, bilimsel anlamda ortaya koymak için çaba sarf ediyorlar.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, AFAD Acil Durum Yönetim Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Tatar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
110 bin kilometrekarelik bir alanda doğrudan etkisinin olduğunu görüyoruz. hissedildiği alana baktığınızda ise ülkemizin her yerinden hissedildiği gibi bütün bu coğrafyadaki tüm ülkelerde de bu deprem hissedildi ve kaydedildi. Özellikle tabii bu depremin oluş mekanizmasına baktığımızda ise yine son derece farklı bir oluş mekanizmasına sahip olduğunu ve art arda çok kısa bir süreyle iki tane büyük depremin, ilki 7,7, diğeri 7,6 büyüklüğündeki iki depremin art arda meydana geldiğini görüyoruz.
"Karasal ortamlarda meydana gelen en büyük depremlerden bir tanesi"
Yine bu depremlerden hemen sonra özellikle çok kısa süre içerisinde 6,6 büyüklüğünde 2 ayrı depremin de olduğunu biliyoruz. Tabii bu depremlerin oluş mekanizmalarını, bize ne anlam ifade ettiğini ilerleyen günlerde daha da iyi anlayacağız. Ama şu bir gerçek bu deprem dünyada karasal ortamlarda meydana gelen en büyük depremlerden bir tanesi. Yine bu deprem ülkemizin en önemli aktif fay zonlarından biri olarak bildiğimiz Doğu Anadolu fay zonlarının değişik kolları üzerinde meydana gelen bir deprem.
Bu deprem sonrasında bahsettiğimiz Doğu Anadolu fay zonunun değişik fay kolları üzerinde şu anda yer kabuğu yaklaşık 400 kilometrelik bir hat boyunca, kabaca yaklaşık 8-10 kilometrelik bir derinlik boyunca özellikle 3-4 metre bir deformasyona uğradığını görüyoruz. Sahada çalışan birçok arkadaşımız, birçok uzman, akademisyen hocamız var. Artık dünden itibaren sahadan da birtakım veriler gelmeye başladı. Baktığınızda karayollarının, demir yollarının, 3-4 metreye varan şekilde deformasyona uğradığını görüyoruz. Bu gerçekten büyük bir deprem.
"Artçı sarsıntıların çok uzun süre devam edeceğini öngörüyoruz"
Bu tür depremlerin sonrasında özellikle büyüklüğü 7’nin üzerinde olan depremlerin sonrasında artçı sarsıntıların çok uzun süre devam edeceğini öngörüyoruz. Özellikle bu artçı sarsıntılar genelde belli bir büyüklüğe kadar oluşacağını söyleyebiliriz. Burada önemli hususlardan bir tanesi sürekli brifinglerimizde bahsettiğimiz gibi hasarlı binalardan belli bir süre uzak durmamız gerekiyor. Bugünden, dünden itibaren başlayan hasar tespit çalışmaları sonucunda eğer oturulabilir raporu alındıysa binalarımıza girmekte yarar var.
Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı, ülkemizde afetler sonrasında, depremler sonrasında kamuoyunu doğru bilgilendirmekle görevlendirilmiş bir kurumdur. O anlamda bu görevini yürütürken tabii sadece kendi içindeki bilgi akışıyla kalmayıp, aynı zamanda yine farklı afet türlerinde uzmanlaşmış tüm hocalarımızdan bilimsel destek alıyor.
Bu anlamda bugün aramızda birbirinden değerli 7 hocamız var. Bu hocalarımızın dışında şu anda sahada olan, sahada aktif olarak sağlıklı ve değerli bilimsel bilgiyi üreten hocalarımız da var. BU hocalarımızın bir bölümüne TÜBİTAK da ciddi destekler veriyor. AFAD ile birlikte TÜBİTAK Başkanlığımız, yeni uygulamaya koyduğu, daha doğrusu son iki büyük depremden bu yana uygulamaya koyduğu doğal afetler odaklı saha çalışması destek programı kapsamında halihazırda 14 araştırma grubuna dahil 28 farklı kurumdan 69 araştırmacı şu anda sahada görev yapıyor. Bu araştırmacıların dışında yine AFAD’ın lojistik destek verdiği değişik üniversitelerden hocalarımızın bulunduğu en az şu anda 100’ün üzerinde farklı uzmanlık alanına sahip hocalarımız, öğretim üyelerimiz, araştırmacılarımız sahada bu depremin yarattığı deformasyonu, etkiyi, bilimsel anlamda ortaya koymak için çaba sarf ediyorlar.