TBMM Lideri Mustafa Şentop, TBMM Merasim Salonu’nda yapılan ‘Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 12’nci Genel Kurulu’ açılışında konuştu.
Şentop, TÜRKPA’nın mevcudiyetinin ortak aydınlık geleceği için umut verdiğini belirterek, “Bugün geldiğimiz noktaya ulaşmak için uzun yıllar çalıştık ve değerli bir ara katettik. Fakat yaptığımız işleri asla kafi göremeyiz. Gelecekte, daha az vakitte, daha büyük işler yapmak azmindeyiz. Üzerimize düşen en büyük vazife, Türk dünyasının köprülerini çoğaltmak, birbirimize yakınlaşmak ve bir arada çalışmaktır. Gelecek on yıllarda, geçmiş on yıllarda yapılanlardan çok daha fazlasını yapmaya, tıpkı yolda omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Bağımsız Türk devletleri; Asya, Avrupa ve Afrika’dan müteşekkil eski dünyanın tam merkezinde, doğudan batıya gerçek uzanan bir eksen üzerinde gerek kuzey ile güney gerekse doğu ile batı ortasında bir anahtar pozisyonundadır. Geçtiğimiz yüzyıllarda, bu anahtara sahip olmak isteyenler, ortalarında bir uğraşa girdiler. Dünyada, askeri-siyasi tarihin en büyük Avrupalı stratejistleri, Türk halklarının yaşadığı coğrafyayı dünyanın kalbi olarak nitelendirdiler. Bizler, yaşadığımız coğrafyada şayet gerçek manada muktedir olamazsak, elbette dünyanın anahtarını ele geçirmek isteyen güçlerin gayreti halklarımızın mukadderatını çizecektir” dedi.
‘DAHA ADİL BİR DÜNYA İSTİYORUZ’
Şentop, bugünün dünyasının adaletsizliklerle dolu olduğuna dikkat çekerek, “Haksızlığa ve zulme uğrayanlar ortasında Türk halkları ve Müslüman toplumlar kıymetli bir yer tutmaktadır. Üstelik oryantalizm, İslamofobi ve Türkofobinin eseri olan propaganda sanayisi, mağdur toplumları hata kaynağı üzere tasvir etmektedir. Daha adil bir dünya istiyoruz. Problemlerin lisana getirilmesi ve tahlili, en uygun formda lakin halkların çok sesli temsilcileri olan yasama organları ortasında gerçekleştirilecek diplomatik temaslarla mümkün olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın yaşadığı problemler karşısında tahlil ve uzlaşı arayışı için parlamenter diplomasisinin yanlışsız bir yaklaşım olduğunu savunan Meclis Lideri Şentop, “Geleneksel diplomatik teşebbüslerin yetersiz kaldığı noktalarda, parlamenter diplomasi ile tahlile ulaşılabilir. Global salgın sürecinin tesirleri geçmeden Ukrayna’da alevlenen ve bir yılı deviren savaş, dünya iktisadının ne kadar hassas bağlarla birbirine bağlı olduğunu bizlere bir defa daha hatırlattı” dedi.
‘TÜRK HALKLARI KENDİNE YABANCILAŞIYOR’
Şentop, ‘aile kurumu’ vurgusu yaparak, “Aile kurumu ve geleneklerimiz, yabancı ve yapay figürlerin tesirine giren gençlerin kişiliğinde olması gereken yeri alamamaktadır. Bağımsız devletlere sahip olan toplumlar bile bu tesirler karşısında pahalarını kaybederken, farklı devletlerin hudutları içinde yaşayan Türk halkları kendine yabancılaşmak bakımından daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır” diye konuştu.
Şentop, Kırım’da ve öteki coğrafyalarda yaşayan Türk halklarının global güç gayretinin bir piyonu olmasını kabul etmediklerini söyleyerek, “Kendi kültürleri ve benlikleri ile bağlı bulundukları devlete faydalı vatandaşlar olarak müreffeh bir geleceğe sahip olmalarını arzuluyoruz” tabirlerini kullandı.
Şentop, sesi çok çıkan kimi lobilerin, milletlerarası barış ve istikrarı tesis etme tezindeki devletleri esir aldığını vurgulayarak, “Dolayısıyla bu devletlerden beklenen orta buluculuk yahut hakemlik misyonu birden fazla vakit hakkaniyete muhalif olarak icra edilmektedir. Bu durumu maalesef Karabağ konusunda şimdiki olarak birtakım ülkelerin hallerinde apaçık görmek mümkündür” dedi.
Şentop, TÜRKPA’nın mevcudiyetinin ortak aydınlık geleceği için umut verdiğini belirterek, “Bugün geldiğimiz noktaya ulaşmak için uzun yıllar çalıştık ve değerli bir ara katettik. Fakat yaptığımız işleri asla kafi göremeyiz. Gelecekte, daha az vakitte, daha büyük işler yapmak azmindeyiz. Üzerimize düşen en büyük vazife, Türk dünyasının köprülerini çoğaltmak, birbirimize yakınlaşmak ve bir arada çalışmaktır. Gelecek on yıllarda, geçmiş on yıllarda yapılanlardan çok daha fazlasını yapmaya, tıpkı yolda omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Bağımsız Türk devletleri; Asya, Avrupa ve Afrika’dan müteşekkil eski dünyanın tam merkezinde, doğudan batıya gerçek uzanan bir eksen üzerinde gerek kuzey ile güney gerekse doğu ile batı ortasında bir anahtar pozisyonundadır. Geçtiğimiz yüzyıllarda, bu anahtara sahip olmak isteyenler, ortalarında bir uğraşa girdiler. Dünyada, askeri-siyasi tarihin en büyük Avrupalı stratejistleri, Türk halklarının yaşadığı coğrafyayı dünyanın kalbi olarak nitelendirdiler. Bizler, yaşadığımız coğrafyada şayet gerçek manada muktedir olamazsak, elbette dünyanın anahtarını ele geçirmek isteyen güçlerin gayreti halklarımızın mukadderatını çizecektir” dedi.
‘DAHA ADİL BİR DÜNYA İSTİYORUZ’
Şentop, bugünün dünyasının adaletsizliklerle dolu olduğuna dikkat çekerek, “Haksızlığa ve zulme uğrayanlar ortasında Türk halkları ve Müslüman toplumlar kıymetli bir yer tutmaktadır. Üstelik oryantalizm, İslamofobi ve Türkofobinin eseri olan propaganda sanayisi, mağdur toplumları hata kaynağı üzere tasvir etmektedir. Daha adil bir dünya istiyoruz. Problemlerin lisana getirilmesi ve tahlili, en uygun formda lakin halkların çok sesli temsilcileri olan yasama organları ortasında gerçekleştirilecek diplomatik temaslarla mümkün olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın yaşadığı problemler karşısında tahlil ve uzlaşı arayışı için parlamenter diplomasisinin yanlışsız bir yaklaşım olduğunu savunan Meclis Lideri Şentop, “Geleneksel diplomatik teşebbüslerin yetersiz kaldığı noktalarda, parlamenter diplomasi ile tahlile ulaşılabilir. Global salgın sürecinin tesirleri geçmeden Ukrayna’da alevlenen ve bir yılı deviren savaş, dünya iktisadının ne kadar hassas bağlarla birbirine bağlı olduğunu bizlere bir defa daha hatırlattı” dedi.
‘TÜRK HALKLARI KENDİNE YABANCILAŞIYOR’
Şentop, ‘aile kurumu’ vurgusu yaparak, “Aile kurumu ve geleneklerimiz, yabancı ve yapay figürlerin tesirine giren gençlerin kişiliğinde olması gereken yeri alamamaktadır. Bağımsız devletlere sahip olan toplumlar bile bu tesirler karşısında pahalarını kaybederken, farklı devletlerin hudutları içinde yaşayan Türk halkları kendine yabancılaşmak bakımından daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır” diye konuştu.
Şentop, Kırım’da ve öteki coğrafyalarda yaşayan Türk halklarının global güç gayretinin bir piyonu olmasını kabul etmediklerini söyleyerek, “Kendi kültürleri ve benlikleri ile bağlı bulundukları devlete faydalı vatandaşlar olarak müreffeh bir geleceğe sahip olmalarını arzuluyoruz” tabirlerini kullandı.
Şentop, sesi çok çıkan kimi lobilerin, milletlerarası barış ve istikrarı tesis etme tezindeki devletleri esir aldığını vurgulayarak, “Dolayısıyla bu devletlerden beklenen orta buluculuk yahut hakemlik misyonu birden fazla vakit hakkaniyete muhalif olarak icra edilmektedir. Bu durumu maalesef Karabağ konusunda şimdiki olarak birtakım ülkelerin hallerinde apaçık görmek mümkündür” dedi.