Türk savunma sanayii son periyotlarda hayli hareketli bir süreçten geçiyor… Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri Prof. Dr. İsmail Demir koordinesinde yürütülen işlerde kritik virajlar bir bir dönülüyor. Ulusal Muharip Uçak, Hürjet, Yeni Jenerasyon Altay Tankı, KIZILELMA üzere platformlarda yaşanan gelişmelere bu sefer son derece stratejik bir füze testi eklendi.
Yerli ve ulusal imkanlarla ROKETSAN tarafından geliştirilen ve birinci sefer bir hava aracından atılan İHA-230 füzesi test atışında 140 kilometre uzaklıktan amacı tam isabetle vurdu. Pekala bu atış neden değerliydi, İHA-230 hangi cins amaçlara karşı kullanılabilecek? Yakın gelecekte benzeri atışlar görmemiz ne kadar mümkün?
TÜRKİYE BİRİNCİ SEFER BU TÜRLÜ BİR FÜZEYE SAHİP OLDU
TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın haberine nazaran İHA-230 Süpersonik Balistik Füze kategorisinde yer alıyor. Bu atışla Türkiye birinci defa havadan atılan balistik bir füzeyi yerli/milli imkanlara üretmiş ve bunu muvaffakiyetle test etmiş ülkeler kategorisinde yer alıyor.
İHA-230 füzesi aslında tek günde ortaya çıkmış bir proje değil… Bu noktada, ROKETSAN’ın karadan karaya atmak üzere geliştirdiği balistik füze sistemi olan TRG-230’u anımsamak gerekiyor. Kelam konusu füze halihazırda harp alanında kullanılıyor.
Türk savunma sanayiinde ortaya bir eser konduktan sonra onun çok süratle geliştirildiğini ve gereksinimler doğrultusunda çeşitli varyasyonlarının ortaya çıkarılabildiğini biliyoruz. İHA-230’un da misal bir öyküsü var.
Sahadan gelen talepler doğrultusunda, TRG-230’un havadan ateşlenebilecek bir versiyonu üzerine yoğunlaşıldı. ROKETSAN ve BAYKAR mühendislerinin ağır gayreti sonrasında hem füze hem de füzenin ateşleneceği platformla ilgili çalışmalar süratle tamamlandı. Ve ortaya 140 kilometrenin üzerinde menzile ulaşabilen İHA-230 çıktı.
Tam da bu noktada kısa bir bilgi daha paylaşalım… İHA-230, TRG-230’dan 10 kilogram daha ağır olmasına karşın iki kat daha fazla menzile erişebiliyor. Bunun temel sebebi, kelam konusu füzenin hava aracından ateşleniyor olması. Yaklaşık 20-30 bin feet aralığından ateşlenen İHA-230 haliyle çok daha süratli ve uzun yol alabiliyor.
YERLİ VE ULUSAL OLMASA BU GELİŞTİRMELER YAPILAMAZDI
AKINCI’dan atılan İHA-230’u yalnızca harp alanı üzerinden stratejik bir kazanım olarak kıymetlendirmek genel fotoğrafı eksik ya da yanlış görmemize sebep olabilir. Zira İHA-230’un geliştirilme süreci aslında yerli ve ulusal savunma sanayiinin neden hayati olduğunu da gözler önüne seriyor.
Kamuoyu İHA-230 füzesinin birinci atışını Aralık 2022’de duymuştu. Alanda ilgili kurumlar tarafından kullanılan füzeyle ilgili kısa vakitte son derece bedelli geri dönüşler alındı. ROKETSAN ve AKINCI kelam konusu dönüşlere nazaran birtakım düzeltme/iyileştirmeler yaptı ve nihayetinde İHA-230 son derece güçlü bir test atışıyla daha tekrar kendini gösterdi.
Eğer hem kelam konusu füze hem de füzenin atıldığı platform yerli/milli olmasaydı bu uygunlaştırma ve geliştirmeler yapılamayacaktı. Türkiye geçmiş yıllarda bu cins durumları deneyim etmiş ve istenilen iyileştirmeler, düzeltmeler, geliştirmeler ilgili ülkeler tarafından ya yapılmamış ya da çok uzun vakit aralığına yayılmıştı. Lakin gelinen noktada Türkiye kendi ürettiği füzeyi yeniden kendi ürettiği platformdan atmaya, alandan yapılan geri dönüşlere nazaran de her iki tarafa da süratle müdahil edip en uygun sonuca ulaşabilecek kabiliyete kavuştu.
MALİYETİ UYGUN TESİRİ YÜKSEK
Önce Azerbaycan’ın Karabağ’daki çabası, akabinde Ukrayna-Rusya savaşı… Bu alanlardan gelen imgeler ve ortaya çıkan tablolar hem Türkiye hem öbür ülkeler için önemli dersler barındırıyor.
Günümüz muharebe alanında çok sayıda kullanabileceğiniz, maliyeti uygun ve amaç üzerinde tesir sağlayabileceğiniz roket/füze üzere mühimmatın ne kadar kıymetli olduğu bir defa daha net bir biçimde görüldü.
Bir öteki problem de ‘gelişmiş’ lakin ‘pahalı’ olan füze stoklarının azalmasının ne manaya geldiği tahminen de birinci sefer böylesine yalın gözlemlenmiş oldu.
Şimdi Türkiye, İHA-230 ile maliyeti uygun, çok sayıda kullanabileceği, alçak ve orta irtifa düşman hava savunma sistemlerinde fevkalade bir yıkıcı güce ulaşabilecek bir mühimmata kavuşmuş oldu. İHA-230 düşman gayeye son derece süratli bir biçimde gidiyor. Yüksek sürate ve irtifaya sahip bir füze düşman radarları tarafından tespit edildiğinde dahi birden fazla vakit iş işten geçmiş oluyor.
DÜNYADA ÇOK AZ SAYIDA ÜLKE BU KABİLİYETE SAHİP
Madalyonun bir yüzünde düşman hava savunma sistemleri ve öbür yüzünde çok sayıda üretim kabiliyeti olunca haliyle sürecin öbür bir boyutu daha ortaya çıkıyor… Türkiye, aslında hem karadan atılan TRG-230 hem de hava aracından atılan İHA-230 ile düşman savunma ögelerini sature edecek, daha net bir tabirle çalışamaz hale getirecek bir konsepte kavuşuyor. Benzeri bir yaklaşımı İsrail ve İran’ın da denediği biliniyor.
HEDEFTE NERELER OLABİLİR?
Peki, İHA-230 ile ne üzere yerler amaç alınabilir? TRG-230-İHA’nın menzili yüksek. Katı yakıtlı olması sebebiyle BUK, S-300 ve Patriot üzere hava savunma sistemlerine karşı tesirli olacak. Burada BUK ve S-300 çok değerli. Zira Türkiye’ye ya da dost ve kardeşlerine hasmane tavır sergileyen çok sayıda ülke bu sistemlere sahip.
Hava savunma sistemleri haricinde düşmana ilişkin kritik üs ve merkezler de TRG-230-İHA’nın amacı olabilir. Ayrıyeten gerekli şartlar sağlandığında düşman donanma ögeleri da yeniden birebir füzeyle çok önemli biçimde vurulabilir.
İHRACAT İÇİN DE EPEY KIYMETLİ BİR İŞ
Yerli/milli savunma sanayii ile ilgili gelişmelerde aklımıza birinci gelen sıkıntılardan biri de ‘ihracat’ potansiyeli oluyor… İHA-230’un ihracat potansiyeli hayli yüksek. Her ülke bu kadar ucuza böylesine faal sonuçlar üretebilecek mühimmata kesinlikle sahip olmak ister.
Ayrıca AKINCI’nın dünyanın dört bir yanından talep görmesi de dikkate paha. AKINCI’ya sahip olmak isteyen ülkelerinde ROKETSAN’dan İHA-230 istemesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Günün sonunda yaklaşık 150 kilometre menzile ulaşan süpersonik bir mühimmata bütün kullanıcılar sahip olmak ister.
Yerli ve ulusal imkanlarla ROKETSAN tarafından geliştirilen ve birinci sefer bir hava aracından atılan İHA-230 füzesi test atışında 140 kilometre uzaklıktan amacı tam isabetle vurdu. Pekala bu atış neden değerliydi, İHA-230 hangi cins amaçlara karşı kullanılabilecek? Yakın gelecekte benzeri atışlar görmemiz ne kadar mümkün?
TÜRKİYE BİRİNCİ SEFER BU TÜRLÜ BİR FÜZEYE SAHİP OLDU
TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın haberine nazaran İHA-230 Süpersonik Balistik Füze kategorisinde yer alıyor. Bu atışla Türkiye birinci defa havadan atılan balistik bir füzeyi yerli/milli imkanlara üretmiş ve bunu muvaffakiyetle test etmiş ülkeler kategorisinde yer alıyor.
İHA-230 füzesi aslında tek günde ortaya çıkmış bir proje değil… Bu noktada, ROKETSAN’ın karadan karaya atmak üzere geliştirdiği balistik füze sistemi olan TRG-230’u anımsamak gerekiyor. Kelam konusu füze halihazırda harp alanında kullanılıyor.
Türk savunma sanayiinde ortaya bir eser konduktan sonra onun çok süratle geliştirildiğini ve gereksinimler doğrultusunda çeşitli varyasyonlarının ortaya çıkarılabildiğini biliyoruz. İHA-230’un da misal bir öyküsü var.
Sahadan gelen talepler doğrultusunda, TRG-230’un havadan ateşlenebilecek bir versiyonu üzerine yoğunlaşıldı. ROKETSAN ve BAYKAR mühendislerinin ağır gayreti sonrasında hem füze hem de füzenin ateşleneceği platformla ilgili çalışmalar süratle tamamlandı. Ve ortaya 140 kilometrenin üzerinde menzile ulaşabilen İHA-230 çıktı.
Tam da bu noktada kısa bir bilgi daha paylaşalım… İHA-230, TRG-230’dan 10 kilogram daha ağır olmasına karşın iki kat daha fazla menzile erişebiliyor. Bunun temel sebebi, kelam konusu füzenin hava aracından ateşleniyor olması. Yaklaşık 20-30 bin feet aralığından ateşlenen İHA-230 haliyle çok daha süratli ve uzun yol alabiliyor.
YERLİ VE ULUSAL OLMASA BU GELİŞTİRMELER YAPILAMAZDI
AKINCI’dan atılan İHA-230’u yalnızca harp alanı üzerinden stratejik bir kazanım olarak kıymetlendirmek genel fotoğrafı eksik ya da yanlış görmemize sebep olabilir. Zira İHA-230’un geliştirilme süreci aslında yerli ve ulusal savunma sanayiinin neden hayati olduğunu da gözler önüne seriyor.
Kamuoyu İHA-230 füzesinin birinci atışını Aralık 2022’de duymuştu. Alanda ilgili kurumlar tarafından kullanılan füzeyle ilgili kısa vakitte son derece bedelli geri dönüşler alındı. ROKETSAN ve AKINCI kelam konusu dönüşlere nazaran birtakım düzeltme/iyileştirmeler yaptı ve nihayetinde İHA-230 son derece güçlü bir test atışıyla daha tekrar kendini gösterdi.
Eğer hem kelam konusu füze hem de füzenin atıldığı platform yerli/milli olmasaydı bu uygunlaştırma ve geliştirmeler yapılamayacaktı. Türkiye geçmiş yıllarda bu cins durumları deneyim etmiş ve istenilen iyileştirmeler, düzeltmeler, geliştirmeler ilgili ülkeler tarafından ya yapılmamış ya da çok uzun vakit aralığına yayılmıştı. Lakin gelinen noktada Türkiye kendi ürettiği füzeyi yeniden kendi ürettiği platformdan atmaya, alandan yapılan geri dönüşlere nazaran de her iki tarafa da süratle müdahil edip en uygun sonuca ulaşabilecek kabiliyete kavuştu.
MALİYETİ UYGUN TESİRİ YÜKSEK
Önce Azerbaycan’ın Karabağ’daki çabası, akabinde Ukrayna-Rusya savaşı… Bu alanlardan gelen imgeler ve ortaya çıkan tablolar hem Türkiye hem öbür ülkeler için önemli dersler barındırıyor.
Günümüz muharebe alanında çok sayıda kullanabileceğiniz, maliyeti uygun ve amaç üzerinde tesir sağlayabileceğiniz roket/füze üzere mühimmatın ne kadar kıymetli olduğu bir defa daha net bir biçimde görüldü.
Bir öteki problem de ‘gelişmiş’ lakin ‘pahalı’ olan füze stoklarının azalmasının ne manaya geldiği tahminen de birinci sefer böylesine yalın gözlemlenmiş oldu.
Şimdi Türkiye, İHA-230 ile maliyeti uygun, çok sayıda kullanabileceği, alçak ve orta irtifa düşman hava savunma sistemlerinde fevkalade bir yıkıcı güce ulaşabilecek bir mühimmata kavuşmuş oldu. İHA-230 düşman gayeye son derece süratli bir biçimde gidiyor. Yüksek sürate ve irtifaya sahip bir füze düşman radarları tarafından tespit edildiğinde dahi birden fazla vakit iş işten geçmiş oluyor.
DÜNYADA ÇOK AZ SAYIDA ÜLKE BU KABİLİYETE SAHİP
Madalyonun bir yüzünde düşman hava savunma sistemleri ve öbür yüzünde çok sayıda üretim kabiliyeti olunca haliyle sürecin öbür bir boyutu daha ortaya çıkıyor… Türkiye, aslında hem karadan atılan TRG-230 hem de hava aracından atılan İHA-230 ile düşman savunma ögelerini sature edecek, daha net bir tabirle çalışamaz hale getirecek bir konsepte kavuşuyor. Benzeri bir yaklaşımı İsrail ve İran’ın da denediği biliniyor.
HEDEFTE NERELER OLABİLİR?
Peki, İHA-230 ile ne üzere yerler amaç alınabilir? TRG-230-İHA’nın menzili yüksek. Katı yakıtlı olması sebebiyle BUK, S-300 ve Patriot üzere hava savunma sistemlerine karşı tesirli olacak. Burada BUK ve S-300 çok değerli. Zira Türkiye’ye ya da dost ve kardeşlerine hasmane tavır sergileyen çok sayıda ülke bu sistemlere sahip.
Hava savunma sistemleri haricinde düşmana ilişkin kritik üs ve merkezler de TRG-230-İHA’nın amacı olabilir. Ayrıyeten gerekli şartlar sağlandığında düşman donanma ögeleri da yeniden birebir füzeyle çok önemli biçimde vurulabilir.
İHRACAT İÇİN DE EPEY KIYMETLİ BİR İŞ
Yerli/milli savunma sanayii ile ilgili gelişmelerde aklımıza birinci gelen sıkıntılardan biri de ‘ihracat’ potansiyeli oluyor… İHA-230’un ihracat potansiyeli hayli yüksek. Her ülke bu kadar ucuza böylesine faal sonuçlar üretebilecek mühimmata kesinlikle sahip olmak ister.
Ayrıca AKINCI’nın dünyanın dört bir yanından talep görmesi de dikkate paha. AKINCI’ya sahip olmak isteyen ülkelerinde ROKETSAN’dan İHA-230 istemesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Günün sonunda yaklaşık 150 kilometre menzile ulaşan süpersonik bir mühimmata bütün kullanıcılar sahip olmak ister.